BALLICA MAĞARASI
BALLICA MAĞARASI



Tokat ilinin pazar ilçesi yakınlarında bulunan Ballıca Mağarası 680 metre uzunluğundaki önemli mağaralardan birisidir. Sarkıt ve dikitlerin muhteşem güzelliği ile mağaranın değişik yerlerinde bulunan cüce yarasalar görülmeye değer özelliklerdir. Toplamda 94 metre yükseklikte bulunan mağara giriş yerinden +19 metre ve -75 metrede bulunur. Birbirine bağlı beş kat ve sekiz salondan oluşan Ballıca Mağarası ortalama 18 derece sıcaklıktadır.

Astım ve nefes darlığı gibi hastalıklara iyi geldiği düşünülen Ballıca Mağarası yüksek oksijen oranı ve yer yer yüksek nem oranıyla etkileyici bir yeraltı mağarasıdır. Ballıca Mağarasının bir başka özelliği ise Türkiye'de başka hiçbir mağarada bulunmayan soğan sarkıtlardır. Mağaranın bazı bölümlerinde oluşumlar halen devam etmektedir.

Ballıca Mağarası, girildiğinde konuklarını hep daha derinlere çeken bir doğa mucizesi Bilinen yan kolları da katıldığında 685 mlik bir yeraltı yolculuğu Konuklarını hep daha derinlere çeken bir yeraltı anıtı Ballıca Mağarası Ve merak duygusunun korkuya karşı kazandığı zaferin simgesi

Ballıca Mağarası'nın "Muhteşem Galerisi"nde binlerce yılda oluşan damlataşların altında, tavanın olağanüstü doğal "mimari"sinden gözlerimi ayıramazken arkadaşım geldi aklıma "Tokat'a yolu düşmüş de, girme cesaretini göstermişse Ballıca Mağarası'na, karanlık korkusu falan kalmamıştır!" diye düşündüm Belki de, Sezar'ın ilk kez Tokat'ın Zile ilçesinde söylediği iddia edilen "Geldim, gördüm, yendim" sözünü kendince değiştirmiştir mağaranın çıkışında "Geldim, gördüm, korkmadım" diye

Gerçekten de bu gizemli dolambacın yarattığı düş duygusu sizi yalnızca korkularınızdan uzaklaştırmıyor, gerçek duygusundan da, yeryüzünden de uzaklaştırıyor Uzadıkça uzayan, yeraltına gömülü büyülü bir merdiven sanki Ballıca Mağarası Ama önce ilk basamaktan, yani bu jeolojik harikaya nasıl ulaşacağımızdan başlayalım

Mağara, Tokat'ın Pazar ilçesinde XII yüzyıldan başlayarak Anadolu'dan Karadeniz'e giden kervanların konaklama noktasıydı Pazar Akşam inerken yeryüzüne, Mahperi Hatun Kervansarayı'nın avlusunda çöker dinlenirdi yorgun develer Ziganalar'ı tırmanmadan önce son mola yeriydi kasaba Bu yolculukların tanığı ise, dağlar ve bir akarsuydu: Yeşilırmak

Tokat-Turhal karayolunda ilerlerken yanınızda uslu uslu akan Yeşilırmak ne geçmişte, ne de yeraltında var olanlar hakkında size hiçbir ipucu vermez O kayaları sabırla aşındıra aşındıra yol açmayı bilir kendine, ama mutlaka yeraltı nehirlerinden duymuştur mağaranın övgüsünü

Yeryüzünün dingin görüntüsü sulara eğilen söğüt ağaçlarının gölgesinde sürerken, 23 km'deki sarı "Ballıca" tabelasını kaçırır ya da görüp de dönmezseniz bir doğa başyapıtından haberiniz de olmayacak demektir

Ama ana yoldan çıkıp - ki, gerçek gezginlerin anayasasının ilk tümcesi, "Olağanüstü güzellikleri görmek için yoldan çıkmak gerek" değil midir? - Pazar ilçesi sınırları içinde kalan Ballıca'ya vardığınızda, "Böyle yüksek bir yerde mağara ne arar?" diye düşünürsünüz İnderesi'nin vadi tabanından 40 m yukarıdaki mağara, deniz seviyesinden 1085 m yüksektedir Mağara ağzından içeri girdiğinizde pek etkilenmezsiniz, çünkü küçük bir galeridir başlayan Ama neme alışmaya çalışarak "Havuzlu Salon"a vardığınızda yavaş yavaş bir yeraltı anıtına adım attığınızın farkına varırsınız Bu bölümde mutlak nem çok düşük, sıcaklık ise mağaranın diğer bölümlerine oranla yüksektir Damlataşların üzerindeki pul pul soyulmanın nedeni budur 2-3 m yüksekliğindeki salondaki sessiz karanlığın içine yerleştirilmiş lambalar, içinizde ürpertiyle karışan bir şaşkınlık yaratan görüntülerle burun buruna getirmeye başlar sizi Gerçekten de, bütün görkemli mağaralarda olduğu gibi Ballıca'da da gizem, korku - arkadaşım duymasın! - ve güzellik el ele tutuşur Başlangıçta duyulan korku gizeme, gizem hayranlığa dönüşür kısa zamanda

"Havuzlu Salon"dan sonra karşınıza bir "damlataş ormanı" çıkar Kırmızıdan süt beyaza uzanan bir renk cümbüşünde oluşmuş bu oluşumlar yerde ve tavanda kireçtaşı tabakalarını ve çatlakları yol bilip sıralanmışlardır Kırmızı rengi demirli mineraller, sarı rengi limonit, mavi ve yeşili de bakır kökenli azurit ve malakit armağan etmiştir damlataşlara Yeraltında bir gökkuşağıyla karşılaşmış gibi geçersiniz kuzey galerilerine "Fosil Salon" bunlardan biridir ve şu sıralar kış uykusundaki binlerce yarasa salonun tavanında başaşağı asılı durmaktadır Bu salonda şekilleri nedeniyle makarnaya benzetilen yavru sarkıtlar, mağara gülleri ve iğneleriyle su dolu damlataş havuzları da, farklı bir yeraltı coğrafyası yaratır "Büyük Damlataşlar Salonu" ise, mantar kayaların "ev"idir Bu salondaki 20 metre derinliğindeki kuyular, karanlık ağızlar gibi mağaranın alt katlarına açılır Ve sizi orada galeriden galeriye yeni bir yolculuk bekler "Çöküntü Salonu" ve "Muhteşem Galeri"ye doğru

Mağaranın başlangıcından bitimine kadar 94 mlik yükseklik farkı var "Muhteşem Galeri"de tavandan damlayan karbonatlı sular, sarkıt ve dikite dönüşmeden su birikintilerine dönüşünce yanal sarkıt benzeri dokular ortaya çıkmış Işık altında lekeli bal rengi mermerleri andıran bu dokuların yanısıra, yüze ve ele benzeyen yapılar insanda taş bir bilmeceyi çözüyormuş duygusu yaratır "Sütunlar Salonu" ise, mağaranın en "genç" bölümü Tabanında bayrak ve perde damlataşları, fil ayağını andıran sarkıtlarla soğan sarkıtları bulunur

Psikanalizin "babası" Sigmund Freud Ballıca Mağarası'na gelmiş olsaydı, yiyeceği Tokat kebabıyla çökeleği sever miydi bilmiyorum, ama mağarayı "çok güzel bir yeryüzü rahmi" olarak tanımlardı sanırım Çünkü o, düşlerinde kendilerini mağaralarda görenler için, "ana rahmine geri dönme isteği içindeler" demişti yapıtlarında Bu düşüncesinin doğru olup olmadığını psikanalistlere bırakalım ve son tümcemizi söyleyelim: "Ballıca Mağarası'nı gezip dışarı çıktıktan bir süre sonra geri dönüp mağarayı yeniden gezmek isterseniz şaşırmayın Bu merak duygusunun korkuya karşı kazandığı zaferin ifadesidir ve bilim dediğimiz evreni anlama çabasının başlangıç noktasıdır"

SAAT
 
HABERLER
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol